Para ve Zenginlik Çalışmaları

Para ve Zenginlik Çalışmaları

ZENGİN OLMAK İSTER MİSİNİZ?

İnsanlar mevcut maddi durumunu değiştirmek ve daha zengin bir hayat yaşamak için, ekonomi dergilerini takip eder, gayrimenkuller edinmeye çalışır, borsa öğrenir ya da çeşitli hızlı zengin olma teknikleri peşine düşer. Ve sonuçta bunların hiçbiri genellikle işe yaramaz ya da başta işe yarar dursa da zaman sonra kişi yine fakirler.

Çünkü zihnindeki zenginlik algısı neyse hayatta o işler. Kalıcı değişim için zihnin olumlu olarak zenginliğe yönelmesini sağlamak gerekir. Bunu başarabilince zengin düşünebilir, paranın efendisi olabilir ve kendinizi o rezonansa alabilirsiniz. O zaman da zaten zenginliği durdurmanız mümkün olmayacaktır.

Gerçek değişimler dışarıda değil, içeride yapılır.

Sizin para ile ilişkiniz nasıl? Zengin düşünce yapısına mı sahipsiniz? Yoksa para kazanmak için adeta kendinizi harap mı ediyorsunuz? Ve ne yaparsanız yapın elinizde hiç para kalmıyor ya da istediğiniz birikimi gerçekleştiremiyor musunuz?

Para için tüm bilgileriniz inançlarınız haline gelmiştir ve hayatınızı bu bilgiler yönlendirir. Bazılarımız açık açık parayı istemediğini ya da paranın tüm kötülüklerin anası olduğunu dahi söyler. “Para benim için önemli değil” der ve sonra da hayatın zorluklarından şikâyet ederiz.

Parayı istemediğini söylemek ve buna inanmak zaten bir gücü reddetmektir. Yürümeyi reddetmek gibi. Çünkü para tapılası olmadığı gibi kullanılması hayatı kolaylaştıran bir güçtür. Nasıl ki, bacaklarımıza tapmıyor ama onları reddetmiyorsak, üstelik yürümek için çok gerekli olduğunu biliyor ve varlıklarına şükrediyorsak, para ile de aynı dengeyi kurabiliriz. Bu dengeyi kurduğumuzda parayı kazanmak ve yönetmek, yürümek kadar doğal ve kolay bir hâl alır.

"Para & Zenginlik Atölye Çalışmaları" insan zihninin ne kadar muhteşem olduğuna dair hayranlık uyandırırken insana engel olarak bizzat kendisinin yettiğini gösterir.

Hepimiz başkalarını suçluyoruz, oysa tüm blokajlar kendimizde!


Farkındalık yaratmak anlamında bir kaç örnek verebiliriz:

* Atölye çalışmamıza katılan danışanlarımızdan birisi, şu an ortalama 100 çalışanı olan bir firmada yönetici. Bu kişi müdür iken çok başarılı olmasına rağmen, genel müdür olunca başarıda çok zorlandığını ifade etti. Çünkü onun da bilinçaltında kendi çoban çocuğu olması vardı. Bu kadar yükselemeyeceklerine dair, anne ve babasından aldığı zihinsel kabulleri vardı. Oysa hep şirketin diğer yöneticilerinin kendisine engel çıkardığını sanıyordu ama çalışmamızda farketti ki, diğer yöneticileri de harekete geçirip kendisine engel olmasını sağlayan bizzat kendisiymiş. Bu muhteşem bir farkındalık.

* Atölye çalışmamıza katılan danışanlarımızdan birisi, son derece zeki, eğitimli ve donanımlı olmasına rağmen bir türlü iş hayatında aktif rol alamadığı şikâyetiyle bize başvurdu. Çalışmanın ilerleyen aşamalarında karşısında dimdik çocukluğu duruyordu. Annesi de babası da yaşıyordu ama buna rağmen kendisi adeta annesiz büyümüştü. Çünkü fiziken yaşamalarına rağmen hiç yanlarında olmamıştı ve o iş hayatına dair, çalışıp zengin olacağıma 24 saat çocuklarımla olurum" diye inandığını anladı. Bu tam bir aydınlanma anıydı. Sürekli dış etkenleri suçlarken aslında onu iş hayatından alıkoyanın kendisi olduğunu farketti.

* Ekonomi mezunu bir danışanım ise, evi, arabası, işyeri vardı fakat ne oluyorsa bir türlü bir sınırdan yukarısına geçemiyordu. Onun parayla ilgili yargıları ve korkuları ile yüzleşmesi ise, bana göre çok enteresan bir sonucu gözler önüne serdi. Zihninde üniversitedeyken okuduğu akademik bir makale kök salmıştı. Açlıkla ve sefalet ile uğraşan ülkelerde intihar oranı düşük, ama refah düzeyi yüksek ülkelerde intihar oranı yüksekti. Bu da danışanımızda şu yargıyı oluşturmuş; "Eğer para yönünden son derece rahat olursam, hiç çalışmasam bile bir ömür refah içinde yaşayacak kadar çok rahat bir yaşam kurarsam, intihar edebilirim". Karşısına zihninde böyle bir fikir olduğu çıkınca, kısa bir şok yaşadı ve ağzından çıkan ilk cümleler şu oldu: "Çok mantıklı, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2011 yılında yayımladığı rapora göre de, İskandinav ülkelerindeki intihar oranları refaha rağmen çok fazla" Bu verdiği ilk tepki de zaten kendisini doğruluyordu. Öyleyse açık ki, kendini tam bir refaha geçmemek üzere sabote eden bizzat kendisiydi.

Başkalarına kızmaya gerek yok! Sen neden kendini sabote ediyor olabilirsin? Yüzleş kendinle, yatırımını kendine yap. Bilinçaltı kayıtlarını gör ve yeniden programla.