Bağımlılıklardan Kurtulma Çalışmaları

* İstediğimiz herhangi bir şeyi gördüğümüz zaman, beynimiz dopamin salgılar. Dopamin: İsteğimiz ne olursa olsun, ona mutlaka sahip olma isteği yaratır.

* İstediğimizi elde ettiğimiz zaman, beynimiz serotonin salgılar.  Serotonin: İyi hissetmemizi sağlar.

* Bu beyin kimyasının durumudur. Bu bir çok bağımlılığın ve elbette madde bağımlılığının da temelidir.

• Özellikle çocukken anne evi ve baba evinde sorunlar olan insanların, madde kullanımı yönünde eğilimi olabilir. Bu ilerlemiş bir boyuttaysa ölüm ile sonuçlanabilir. Böyle bir durumda bilinçaltındaki anne – baba evlerini yeniden inşa etmek ve dopamin – serotin dengesini yeniden kurmak gerekir.
• Hipnoterapi teknikleri ile kişinin madde kullanımı saplantısından kurtulması ve bunun yerine kendini iyi hissetmesi için yeni duygular konulması mümkündür.
• Unutmayın ki, madde bağımlılığı ciddi bir durumdur ve aileden, eşten ya da sevgiliden gelen “hatırım için bırak” telkinleri ile son bulmaz. Bilakis bu telkinler madde bağımlısına daha da kötü hissetirebilir. Çünkü her deneme sonunda başarısız olduğunu görmesi, kişinin kendine olan güvenini tamamen bitirebilir. Ve kişi yeniden güvende hissedebilmek isterken kimyasal salgılar artar. Ve daha da bağımlı hale gelir.
• Madde kullanımının sonuçları aynı olsa da sebepleri herkeste farklı başlamış olabilir. Örneğin kendini “güvende hissetmek için” madde kullanan insanlarda “korku” vardır. Ve bu o kadar güçlüdür ki, bu psikolojik boşluk, ailesi ya da arkadaşlarıyla doldurulamaz. Her madde kullanımında serotin korkuyu geçici olarak yatıştırır ama bu döngü sürer. Korku’dan başka duygular da tetikleyici olabilir. Kişiden kişiye bir çok farklı sebep olabilir.
• Bu duyguların değişimi çeşitli hipnotik telkinlerle, akupunktur noktalarınızı harekete geçiren EFT uygulamalarıyla ya da danışana uygun bir başka metotla sağlanabilir. Bunlar için önce danışana ruhsal, bilinçaltı düzeyi ve geçmiş sorgulamalar yapılarak öz inançları tespit edilir. Ve buna göre danışana bir program uygulanır.
• Danışanın çalışmaya kendisinin istekli ve hazır olması durumunda değişim hemen başlar. Danışan bir daha madde ihtiyacı duymaz çünkü o ihtiyaç noktasında bambaşka kalıplar vardır artık.